8 Şubat 2014 Cumartesi

KELEBEK / HENRI CARRIERRE

Yıl 1989 ya da 90 tam emin değilim ama çocuk olduğum aşikar. trt bir film yayınlamıştı filmden bir sahne aklımda kalmış hiç unutamamıştım. sahnede bir adam uçurumun kenarında dikilmiş, sarı saçları rüzgarda uçuşuyor önündeki denize doğru bakıyordu ve aşağıda hindistan cevizlerinden bir sal vardı ya da ona benzer bir şey. adamın karnında da kelebek dövmesi vardı. çok sonraları yıl iki bin civarında elime bir kitap geçti adı kelebek olan bu kitabı alır almaz daha okumadan o filmin kitabı olduğunu anladım ve hemen başına geçip okudum. ama nasıl okumak yemek yer gibi aç gibi kurt gibi öylece soluksuz okudum kelebek romanını.
muhteşem bir roman diyebilirim. sıkmadan hapishane hayatını çarpıcı bir şekilde aktarır. yazar aynı zamanda kahramanımızdır ki kendisi haksız yere hapse atıldığını söylemektedir. bilemiyorum belki de sallıyor belki de bu anlattıkları tamamen kurgusal ama yazara inanmak isteyenler ve inananlar benim gibi çoğunlukta.
henri abimiz haksız yere hapse düşer ve olaylar baş döndürücü bir hızla gelişir. hapiste pek çok kaçma teşebbüsünde bulunur bunlardan bazılarında başarılı da olur sonra ne olur onu da okuyunca görürsünüz. Burada belirtmek isterim ki film ile arasında bazı farklar var. yani film kitabın bire bir aynısı değil çok fazla teferruat da vermek kitabın ve filmin büyüsünü bozar bundan gayrısı okuyanın ve izleyenin.
böyle yazarları seviyorum aslında. anlatımları su gibi oluyor okudukça okuyasınız geliyor hiç bitmese diyorsunuz. bence iyi roman bunları dedirten romandır.
bu kitabın bir de devamı var lakin ben onu okumadım. adı banko. neden okumadım ben de bilmiyorum bir ara alıp okumalıyım sanırım.
henri carrierre deyince aklıma travenian geldi şimdi. ikisi de gizemli insanlar. ancak daha da ağırlıklı ortak noktaları anlatımdaki o akışkanlık sanırım. sanırım bundan sonraki yazım travenian hakkında olmalı evet onu da yazmalıyım.
baki selamlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder